Lojistik ve imalat sektörünün İstanbul'un dışına kaydırılmaya çalışılmaktadır. Bu amaçla Haydarpaşa Limanının elleçleme kapasitesi kademeli olarak Tekirdağ, Ambarlı, Mudanya, Kocaeli ve Karadeniz limanlarına aktarılacaktır. Türkiye'nin üretim ve ticaretinin canlanması liman ihtiyacını artırmaktadır. Bu amaçla Karasu limanının demiryolu ve karayolu ulaşımı geliştirilmeye çalışılmaktadır
Arifiye'ye kadar gelen demiryolunun önce Karasu'ya, Daha sonra Bartın'a kadar uzatılıp, sanayi merkezlerinin iç kesimlere bağlanması planlanmaktadır
Karasu Limanının Karadeniz limanlarına eklemlenme potansiyeli bulunmaktadır. İstanbul, İzmit ve Bursa limanlarına gelen gemiler İstanbul Boğazında önemli bir trafiğe neden olmaktadır. Bu trafiği rahatlatacak en uygun liman Karasu olarak görülmektedir. Karasu limanının Viking ve TINA projelerinde yer alması beklenmektedir[5]. TINA Avrupa entegre ulaşım sistemi projesidir. Viking projesi ise; Karadeniz'i lojistik olarak İskandinav ülkelerine bağlama projesidir. Viking; Ukrayna'nın Odesa limanından başlayıp Litvanya 'nın Klaipeda limanında biten demiryolunun adıdır[4].
Samsunport
Tarihten bu yana bir liman kenti olan Samsun'un limanı olmadığı dönemlerde iskeleler bu işlevi görmekteydi. Şehirde bir liman inşa edilmesi için 1910 yılında İngilizler ile anlaşılmasına karşın I. Dünya Savaşı'nın başlaması nedeniyle bu proje hayata geçirilememiştir.[1] 1923 yılında devlete devredilen bu iskelelerin bulunduğu yerde 1953'te inşaatı başlamış ve 1963 yılında inşaat henüz sürerken liman faaliyete açılmıştır.[2] Ayrıca 1990 yılında limana sanayi rıhtımı da eklenmiştir.[1]
Liman özelleştirme kapsamında 2010 yılında 125.200.000$ bedelle 36 yıllığına Ceynak Lojistik'e devredilmiştir.[1]
İnebolu Limanı
İnebolu Limanı, Kastamonu ilinin İnebolu ilçesinde bulunan bir limandır.
Açık deniz kıyısında yer alan İnebolu’da bir liman olmadığı için gelip giden yolcuların vapura binmelerinde veya yük ve eşyaların vapura naklinde her zaman büyük sıkıntılar yaşanmıştır. Çoğu zaman vapurlar yük ve yolcu almadan geçip gitmiş; halk malını ihraç edemediği için çevrede yaşayanlar büyük zarar görmüştür. Bu durumu gören zamanın Kastamonu Valisi Sırrı Paşa, Sadaret Makamına bir yazı yazmış, sıkıntıları izah etmiş ve İnebolu’ya bir liman yapılmasını istemiştir.
Paşa’nın bu isteği yerinde görülmüş ve 1298 (1882) mâlî yılında İnebolu limanının inşaatı başlamıştır. Başta vinç ve dubalar olmak üzere gerekli olan araç ve malzemeler de İstanbul’dan gönderilmiştir.
Liman, halkın Moloz Burnu diye tanımladığı yerden, kuzeye doğru ve 20 derece doğuya meyilli 114 metrelik dik bir çıkıntıdan sonra, doğu istikametine 120 derece iç açı ile dönülerek 400 metre uzunluğunda bir dalgakıran olarak planlanmıştır.
Sırrı Paşa, liman inşaatı ile yakından ilgilenmiş; İnebolu’ya giderek zamanın büyük bir kısmını çalışmalara ayırarak adetâ yapılacak işi tahayyül etmiştir. Paşa görevden ayrılırken halefi Abdurrahman Paşa’yı İnebolu’da beklemiş ve ona liman inşaatı hakkında bilgi verdikten sonra, “Size yetim bir evlat bırakıyorum, cümlece müsellem olan imârât-ı mülkiyemizden birisi de şu görmüş olduğunuz inşaat olsun. En büyük ricam ikmâline inâyetinizdir” demiştir.
Kastamonu’da, başta lise binasının yapımı olmak üzere birçok hayırlı hizmetlerde bulunan Vali Abdurrahman Paşa da liman inşaatı ile yakından ilgilenmiş, zaman zaman İnebolu’ya giderek çalışmalara bizzat nezaret etmiştir. Sonraki vaziyete bakıldığında, aslında liman onun zamanında yapılan şekliyle de kalmıştır.
1884 yılında İnebolu’dan yazılan ve basına yansıyan bir mektupta, liman inşaatı hakkında önemli bilgilere rastlanılmaktadır. İnşaatın hızla devam ettiği, rıhtımın bazı yerlerinin bittiği, denizdeki taşların çıkarıldığı anlatılmıştır. Ancak araçların yetersiz olduğu, maçuneli vinç, demiryolu çubuğu, vagonet yaptırmak için dingil çubuğu gibi malzemelere ihtiyaç bulunduğu bildirilmiştir. İstanbul’dan gönderilen malzemelerin âdi olduğu, inşaatın zamanında bitirilmesi için malzeme takviyesi ile çalışmalara bizzat nezaret edecek olan bir mühendisin görevlendirilmesi istenmiştir. Aynı mektuptan anlaşıldığına göre İstanbul’dan ve Kastamonu’dan gönderilen mühendisler İnebolu’da incelemelerde bulunmuşlardır.
Basına yansıyan bir habere göre, 22 Aralık 1300 gecesi saat 7 sularında şiddetli bir fırtına olmuş, 12 kayığı deniz alıp götürmüş, 50 kayığı parçalamış, vinçleri devirmiş ve rıhtımdaki bekçi kulübesini de yıkmıştır.
Daha sonraki günlerde liman inşaatında Aziz Bey adında bir mühendisin görevlendirildiği anlaşılmaktadır. Nitekim Aziz Bey, 25 Aralık 1304 tarihinde Kastamonu’daki başmühendisliğe bir rapor yazmış ve o güne kadar yapılan çalışmalar hakkında bilgi vermiştir. Aziz Bey, 11 Nisan - 23 Ekim 1304 tarihleri arasındaki çalışmaları anlatırken rıhtım inşaatının tümüne ait 1/10000, o güne kadar yapılan işleri anlatan 1/1000 ve 1304 yılındaki çalışmaları gösteren 1/100 ölçekli haritaları da raporuna eklemiştir. Onun yazdığına göre, İnebolu’ya 2 saat uzaklıktaki Kavşak mevkiinden ve Değirmencikler’den her biri 1 metreküp hacminde 837 adet büyük ve yine her biri 70 cm. ile 1 metreküp arasında değişen 650 adet küçük toplam 1487 adet taş, dubalar vasıtasıyla taşınmıştır. Bu dubalar 8-10 kişi tarafından çekilmiş olup normal havalarda taş ocağına en az 3 günde gidip gelmişlerdir. Bazan bu dubalar kayıklar tarafından çekilmiştir. Getirilen taşlar su seviyesinden 30 cm. yukarıda demir zıvana ve kurşunla bağlanmış, su altında kalan 30 cm lik bölümleri ise çimentolu harçla derz edilmiştir. Rıhtımda, su altında 146, su üstünde 618 olmak üzere toplam 764 metreküp malzeme kullanılmıştır.
Aziz Bey, elde 5 adet vasat ve küçük vinç olduğunu, bunlardan 3’ünün dubalarda, 2’sinin rıhtımda bulunduğunu yazmıştır. Raporda, rıhtımdaki su seviyesinin 4.5 m olduğunu, bunun 10 m. ulaşacağını, dolayısıyla mevcut araçlarla işlerin devam edemeyeceğini, bu sebeple 6 adet duba, maçuneli vince sahip römorkör vapuru ile taş ocaklarında kullanılmak ve araba üzerinde hareket edebilen 2 adet vince daha ihtiyaç olduğunu yazmıştır. Yine aynı rapordan anlaşıldığına göre belirtilen tarihler arasında yapılan işlere 107 737 kuruş 26 para harcanmıştır. Bu paranın dökümü şu şekilde verilmiştir:
14 995 kuruş 10 para : Denizden çıkarılan taşlara
35 027 kuruş 18 para: İstanbul’dan getirilen vinç, çapa demiri, zincir, makara, çimento vb.
22 124 kuruş 3 para : Taşçı, kalafatçı ve ustalara,
25 024 kuruş 34 para: Memur, geçici memur, bekçi ve duba reislerine
7 195 kuruş 20 para: İşçi gündeliklerine,
3 270 kuruş 19 para : İmal ettirilen taşların müteahhitlerine.
Ayrıca duba reislerine, kaybettikleri zincir, çapa demiri gibi malzemelerin bedeli olarak 446 kuruş 20 para da ödettirilmiştir. Vilayet başmühendisi de 31 Aralık 1304 tarihli bir rapor ile durumu Vali Abdurrahman Paşa’ya sunmuştur. Raporda, İnebolu limanının Kastamonu ve Çankırı açısından ifade ettiği önem vurgulanmış ve limanın yapılması halinde ticaretin gelişeceğini ve İnebolu’nun bu havalinin Varna’sı olacağını, mevcut haliyle denizin buna imkân vermediğini yazmıştır.
1882'de, dönemin Kastamonu Valisi Sırrı Paşa'nın girişimleriyle temeli atılan İnebolu Limanı,[1][2] 125 yıl sonra tamamlandı.[3]
577 bin metre karelik alana yayılan limanın yıllık gemi kapasitesi 720 adettir.[4]
Kaynak : Vikipedi